Merhaba arkadaÅŸlar bugün sizlerlere ''Osmanlı PadiÅŸahlarının Bilinmeyen Yönleri''ni açıklayacağım.
Haydi Başlayalım
(Bu makale Yükselme Devrine kadar olan padiÅŸahlarla ilgilidir.)
Osmanlı padiÅŸahları denilince genellikle gözümüzün önüne gürleyen ve savaÅŸ meydanlarında kılıcını çekip cengaverlik yapan siyasi-askeri liderler gelir.Oysa gayet tabiidir ki,onların da her insan gibi duygusal-estetik bir hayatları vardı.
OSMAN GAZİ
Ayakta dururken elleri dizlerini geçerdi. Bu tariften ya bacaklarının kısa ya da ellerinin normalden uzun olduÄŸunu anlıyoruz ki,bu vücut yapısı Halife Abdülmecit’e kadar 600 küsür yıl boyunca yaÅŸamıştır. Bir giydiÄŸini bir daha giymezdi. Sebebi müsrifliÄŸi deÄŸil, baÅŸka birini yani bir garibanı sevindirmekti. Birisi elbisesine dikkatlice baksa hemen çıkarıp ona bağışlardı
Yemek sırasında deÄŸil ama yemekten önce müzik dinlerdi. Bazı kaynaklar onun pehlivanlık yaptığını ve gayet saÄŸlam bir silahÅŸor olduÄŸunu yazar. Eski bir Türk kabile adeti vardı; Hıdrellez günü aÅŸiret reisinin evi yaÄŸmaya açılırdı. Bey ile hanımı yanlarına hiçbir ÅŸey almadan evlerinden çıkarlar ve arkalarından aÅŸiret mensupları hücum edip evi yaÄŸmalardı. Buna ‘Bey evinin açılması’denirdi.Osman Gazi’de yılda bir gün evini hücuma açardı.
ORHAN GAZİ
Osmanlı padiÅŸahları içinde 36 yıl süre ile en uzun hükümdarlık yapan üçüncü sultandır. Orhan Bey’in bir özelliÄŸi de, yüz kadar kaleye hakim olması ve çoÄŸu zamanını bunları dolaÅŸmakla geçirmesidir.Bir seyyahın dediÄŸine göre hiçbir ÅŸehirde bir aydan fazla durmazmış. Salı ve PerÅŸembe günleri oruç tutar, Mevlana hazretlerine hürmeten başına sikke giyer ve üstüne de bir beyaz sarık sarardı.
I.MURAD(Hüdavendigar)
Batı kaynaklarında hayırhah bir hükümdar, yorulmak bilmeyen bir avcı ve kibar bir ÅŸövalye olarak öne çıktı ve ‘doÄŸruluÄŸun simgesi’ olarak tanındı. Özel bir kütüphanesi olduÄŸunu bildiÄŸimiz ilk Osmanlı padiÅŸahıdır. Mevlana’ya karşı aşırı bir sevgisi bulunuyordu. Bir görüÅŸe göre ‘hünkar’ ve ‘hüdavendigar’ unvanlarını almasında bu derin sevginin etkisi vardır. Bizzat savaÅŸ meydanında, uÄŸradığı bir suikastla ÅŸehit edilen tek Osmanlı padiÅŸahıdır.
YILDIRIM BAYEZİD
Bayezid bir senede Sinop’tan Eflâk’a geçip, bir yılda yıldırım gibi yedi kere yetiÅŸtiÄŸi için Emir Sultan Bursa’da ‘Bayezid im, sen Yıldırım oldun” demiÅŸ ve adı Yıldırım Bayezid Han olmuÅŸtur. Ava ve avcılığa son derece meraklı olduÄŸu bilinen hünkâr aynı zamanda iyi bir pehlivandır. Tarihçiler silah kullanmaktaki maharetini ve ata binmekteki ustalığını anlata anlata bitiremez.
Kaynaklarda ÅŸiir yazdığı söylenen ilk padiÅŸahtır ve ÅŸiirlerinde ‘Yıldırım mahlasını kullanmıştır. Bir özelliÄŸi de İstanbul’u ilk kuÅŸatan Osmanlı padiÅŸahı olmasıdır. Hatta bir deÄŸil birkaç defa kuÅŸatmıştır. Bayezid’in gümüÅŸten büyük bir havuzu varmış ve gusül abdestini bu havuzda alırmış. Ulucami’nin ortasında çaÄŸlayan havuz onun su sevgisinin iyi bir kanıtıdır. Timur’a esir düÅŸen Bayezid’in yüzüÄŸünün kaşındaki zehiri içerek intihar ettiÄŸi söylense de, aslında o kahrından ölmüÅŸtür.
ÇELEBİ MEHMET
Osmanlı’yı Timur fetretinden çıkaran hünkâr devletin ikinci kurucusu olarak bilinir. ÅžehzadeliÄŸinde ‘GüreÅŸçi Çelebi diye anılmıştır. El sanatı olarak urgancılıkla(kalın ip)iÅŸtigal etmiÅŸtir. Haremeyn’e (Mekke ve Medine) her yıl sürre alayı düzenlenerek hediyeler gönderilmesi uygulaması onun zamanında baÅŸlamış ve bu uygulama mali açıdan en sıkıntılı devirlerde bile yaÅŸayarak 1.Dünya Savaşı sonlarına kadar devam etmiÅŸtir.
Her Cuma gecesi, öz malından yemek piÅŸirtip yoksullara kendi eliyle dağıtırmış. Çelebi Mehmet babası gibi avcılığa meraklı biriydi. Nitekim Edirne’de bir av partisi sırasında yaban domuzu kovalarken attan düÅŸüp belkemiÄŸi zedelenmek ve ardından vücuduna inmek suretiyle vefat ettiÄŸini biliyoruz.
II. MURAD
Musiki ve ÅŸiirden zevk alan padiÅŸah, sanatçılara ayrı bir önem vermiÅŸtir. Osman Gazi’nin hastalığından dolayı oÄŸlu Orhan’a yerini bırakması istisna edilirse bir padiÅŸahın kendi isteÄŸiyle tahtını baÅŸkasına bıraktığı tek örnek ona aittir. Tahtı oÄŸlu Mehmed ‘e iki defa bırakmasında görüldüÄŸü gibi olgunluk ve bilgelik dolu davranışları yüzünden bazı kaynaklarda PadiÅŸah-ı hakim(Bilge PadiÅŸah)olarak yazılmıştır.
FATİH SULTAN MEHMET
Ulemaya daima saygı gösterir ve ilmin üstünlüÄŸüne inanırdı. Venedikli Zorzi Dolfin’e göre az gülen, zeki, çalışkan, cömert, amacına ulaÅŸmakta inatçı, her gün mutlaka kitap okuyan, Roma tarihini, Papaların hayatını, Heredot’un tarihini ve daha pek çok tarih kitabını okutup dinleyen, araÅŸtırmalar yapan eÅŸsiz bir insandır. Tutku derecesine varan en önemli hobisi haritacılıktı. ÅžairliÄŸiyle biline ilk Osmanlı padiÅŸahıdır. Åžiirlerinde ‘Avni mahlasını kullanmıştır. Güzel sanatlara oldukça meraklıdır. Ok için parmaÄŸa takılan yüzükler, kemer tokaları ve kılıç kınları yapmıştır.Bir de deÄŸerli taÅŸ uzmanı olduÄŸuna dair bir rivayet vardır.
Arapça ve Farsçanın yanında Yunanca ve Latinceyi anlayacak kadar da olsa biliyordu. AÄŸaç, sebze ve çiçek yetiÅŸtirmeye meraklıydı. Zaman zaman sarayın bahçesinde bahçıvanlık yapmıştır. Yemeklerini yalnız yiyen padiÅŸah bu adeti saraya getiren ilk kiÅŸidir. Yalnız İstanbul’da deÄŸil bazı diÄŸer ÅŸehirlerde de okçuluk tesisleri kurdurmuÅŸtur.
II. BAYEZİD
Åžehzadelik yıllarında hat sanatına önem vermeye baÅŸlamıştır.Ardından tezhip sanatına yönelmiÅŸtir. Bir diÄŸer önemli etrafı bestekârlığıdır. Kaynaklarda beset yaptığından bahsedilen ilk padiÅŸahtır. Çok iyi bir kemankeÅŸ yani okçu ve yay imalatçısıydı. Ata binmekten zevk duyardı. Dış fetihlere deÄŸil iç fetihlere yönelen hükümdar Osmanlı padiÅŸahlarının en dindarlarındandır
YAVUZ SULTAN SELİM
Tarih Yavuz’un özel ilgi alanıydı. Ayrıca Osmanlı padiÅŸahları içerisinde çok okumaktan dolayı gözlerinin bozulduÄŸu ve bu yüzden mercek kullandığını bildiÄŸimiz ilk Osmanlı padiÅŸahıdır. Geceleri 3-4 saat uykuyla yetinir,diÄŸer zamanlarını okuyup yazmakla geçirirdi. Topkapı Sarayı’nda bulunan ve sol kulağında incili bir küpe görünen resim genellikle Yavuz’a atfedilirse de ona ait deÄŸildir. Kulağında küpe hele bu resimdeki gibi incili bir küpe taşıdığı söylenemezse de, bazı yerlerde menguÅŸ yani bakır bir halka taktığı rivayeti geçmektedir. Yavuz’un hobisi kuyumculuktu. Dil olarak Farsça, Arapça ve Tatarcayı öÄŸrenmiÅŸti. İyi yay yapmayı, ok atmayı çocuk denecek yaÅŸlarda öÄŸrenmiÅŸti. Çok mahir bir avcıydı.
Aynı zamanda bir koleksiyonerdi.Kutsal emanetler koleksiyonu vardı ayrıca Topkapı Sarayı’ndaki çini koleksiyonununda çok önemli bir kısmı ona aittir. ‘İki Åžerefli Åžehrin(Mekke ve Medine)Hâkimi’ unvanını kabul etmemiÅŸ ‘Hakim’ yerine ‘Hadim’ yani ‘Hizmetkar’ denilmesini istemiÅŸtir. Bazı kaynaklarda Mevlevi olduÄŸu yazılır.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Divan edebiyatının en fazla gazel yazan ÅŸairi unvanını açık farkla elinde tutar. Çağının en şık giyinenlerindendir ve mücevherlere merakı had safhadadır. Babası Yavuz gibi kuyumculuÄŸa meraklıydı. Ayrıca Fatih gibi deÄŸerli taÅŸalara tutkundu. Kaliteli bir müzik kulağına sahipti ve iyi bir hat ustasıydı.
Arapça, Farsça, Tatarca ve ÇaÄŸataycayı öÄŸrenmiÅŸti. Seramik meraklısıydı. Kavaf(haffaf)yani kundura imalatçısıydı. Hemen her kaynak nikris(gut veya damla) ve artrit hastalıklarından mustarip olduÄŸunu yazmaktadır. Ölümünede bu hastalıklar sebep olmuÅŸtur. 46 yıl padiÅŸahlık yapan Kanuni Osmanlı tarihinde en uzun süre hükümdarlık yapan kiÅŸi olmuÅŸtur.
II. SELİM
II. Selim Osmanlı tarihinde ordunun başında sefere gitmeyen ilk padiÅŸahtı.II. Selim döneminde Ayasofya Camii onarıldı ve Mimar Sinan'a Edirne'deki Selimiye Camii yaptırıldı.
II. Selim,hacıların hac yolunda kullanmaları için hilâl ÅŸeklinde asalar yapar ve bunları hacılara dağıttırırdı. II. Selim, aynı zamanda divan edebiyatına birçok eser bırakmış bir ÅŸairdir.
III. MURAD
İyi silah kullanan ve iyi ata binen ve ava meraklı olan 3.Murad’ın boÅŸ zamanlarında ok başı imal ettiÄŸini biliyoruz. İlginç özelliklerinden birisi, aÄŸzından ‘Hayır’ sözünün nadiren çıkmasıdır. Dünya tarihine özellikle hükümdarlarının yaptığı savaÅŸlara ilgi duyduÄŸu bilinir. Saatlere özel merakı vardır.
Toplam 49 çocuÄŸu doÄŸmuÅŸ ve hiçbiri yaÅŸamamıştır. Yılın yedi mübarek gecesi olan Regaib, Mevlit, Miraç, Kadir, Ramazan ve Kurban bayramları ile Berat gecelerinde camilerde kandil yakılması uygulaması, onun emriyle baÅŸlamıştır.
OkuduÄŸunuz için teÅŸekkür ederim devamı gelecek.
İyi Oyunlar
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth.
Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit
different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be
efficiently
managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation.
Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the
game.
Work for the good of your country and
see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules.
First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you
will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress
as a fighter.
You will work in either private companies which are owned by players or government companies which
are owned by the state.
After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your
own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock
company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
"E-Sim is one of the most unique browser games out there"
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics
in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes.
From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability
to run for the head of the party you're in.
You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws
proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself.
Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you.
You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential
elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state
(for example, who to declare war on).
Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have
a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military.
In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control
over territories which in return grant them access to more valuable raw materials.
For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have
to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on
their territory.
You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life
as a pacifist
who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling
products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game.
It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present
in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth
according to their own.
So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.